18 Ekim 2011 Salı

Nerden Gelip Nereye Gidiyorum

Ben eskiden daha araştırmacı bir ruha sahiptim. Bir şeyler öğrenebilmek amacıyla can atar, bilimi düzenli olarak takip eder, sorgulardım. Ne yazık ki bu dönemi üniversite dönemimle çakıştıramadım. Zira pek çok yazılı ve online yayına çok kolay ulaşabiliyorum şu an. Ancak bunu genel bir bilgi olmasından öteye geçirmedim. İçimde araştırma isteği kalmamış. Eskiden sadece bir İngilizce yazıyı okuyabilmek için çabaladığım zamanı, İngilizceyi öğrendikten sonra harcamamaya başladım. Kuantum fiziğini lisedeyken kavrayan ben, üniversitede fizik derslerimden 'CC' ile zar zor geçen bi' adam olmuştum. Artık tek derdi kaydı not ortalamasını yükseltmeye çalışan birisi olarak buldum kendimi üniversitedeki ikinci yılımda. Ne büyük bir kayıp.Ancak bölümümün not ortalamasının çok gerisinde kalan birisi için hocaların önerdiği tek şey de bu. Gelecek kaygısı tabii ki bunu bana zorlayan. Gelecekte bir iş bulabilmenin, hayatını devam ettirebilmenin 'içgüdüsel' dürtüsü bu. Anlayacağınız yavaş yavaş hayvanlaştırılıyoruz, içgüdülerimizle yaşamaya başladıkça...

Hiç yorum yok: